Bir yazarı en çok teşvik eden şey, birlikte yol aldığı yayınevinin “Yazın, hemen basıyoruz” heyecanını yaşatmasıdır. Bana da bu ilham verir. Yazdıklarımın çocuklarla buluşmak için sabırsızlandığını fark ettiğimde gökyüzümde güneş açar. Bulutsuz havada da göç yoluna giren leylekler gibi soluksuz uçarım.
Lale Bollukcu: Öncelikle sizinle söyleşi yapma fırsatı
verdiğiniz için teşekkürler.
Sizi biraz daha yakından tanımak
isteriz. Bize biraz Sin Eren’in hikâyesinden söz eder misiniz?
Öncelikle
edebiyata ve edebiyatla ilgilenenlere verdiğiniz değer için ben teşekkür
ederim. Ben, yaklaşık on üç yıldır yazın dünyasında yer alan, her geçen gün
kendisini daha çok geliştirmeye çalışan, her gece uyumadan önce kendine “Bugün
edebiyat için ne yaptım?” diye soran bir edebiyatçıyım. Herkesin bir dünyaya
geliş sebebi vardır ya, ben de dünyaya geliş sebebimin “Kalemimle insanlara
mutluluk dağıtmak” olduğunu düşünüyorum.
Lale Bollukcu: Çocuk kitapları yazarı olmanızın dışında senarist yazarlığı, yaşam koçluğu, yazar koçluğu, editorlük ve redaktörlük de yapıyorsunuz. Bütün bunlar nasıl gelişti?
Aslına
bakılırsa içinde kadın ve çocuk olan her konu benim için çok özel… Bu yüzden alabildiğim
kadar çok eğitim alıp azlarımı çoğalttım. Çocuğun derdini bilmezseniz üzerine
yazamazsınız. Kadının ne söylerken aslında neyi kasdettiğini bilmezseniz kadın
temasını olması gerektiği gibi kusursuz veremezsiniz. Aldığım eğitimler de yeri
geldikçe kendisini gösterdi. Başarı başarıyı getirdi. Ilerlediğim her alanda
aldığım övgü ve sevgi de başladığım yoldan geri dönmeme engel oldu. Öylece
sürüp gitti.
Lale Bollukcu: Benim dönüm noktam dediğiniz an hangisidir?
Her zaman söylerim, “Aslında kanatlarım olduğunu hep
biliyordum. Ancak bana kanatlarımın yerini sevgili eşim Emrah Eren gösterdi.”
Bana, “Hangi konuda yazmak istersen cesurca yaz” dedi. Yani bana uçmam için
gökyüzünü açtı. Hala benim için en önemli övgü ve yergi onun fikridir.
Lale Bollukcu: Yayınlanan ilk
romanınız “İFŞA” ile ilginç ve bir o
kadar da güncel bir konuya değindiniz. “Günümüzde aşkı ve sevgiyi sanal
alemlerde aramak” konusunu işleyen bu romanınızı yazma fikri nasıl oluştu?
Ben aynı
zamanda Gazi Üniverisitesi Edebiyat Fakültesi mezunu bir öğretmenim. “İFŞA” da
benim bir lisede öğretmenlik yaptığım zamanda kalbime düştü. Gençlerin
birçoğunun internette yanlış insanlarla tanıştıklarını gördüm. Özellikle ailesi
dağılmış gençler için sanal dünyanın tehlikeli bir kapan olduğunu fark ettim.
Çocuklar ve kadınlar konusundaki hassasiyetim bana bu romanı yazdırdı.
Bu temada
yazdığım kitaplara “dur” diyemeyeceğimi de biliyorum. Bu aralar “BÜYÜK
KADINLARA HÜKMEDEN KÜÇÜK ADAMLAR” isimli bir kitap üzerinde çalışıyorum. Onun
da İFŞA gibi çok ses getireceğine eminim.
Öncelikle eğitici bir tema belirliyorum. Daha sonra da kitabın iskeletini
oluşturuyorum. Kitabı bölümlere ayıramayacak olsam bile hangi sayfada konumu
nereye çekeceğimi hesaplıyorum. Sonra da karakterlerim konuşmaya başlıyor.
Zaten karakterler doğru oturunca siz konuşmuyorsunuz. Onlar kendi arasında hikayeyi
en doğru yere götürüyor.
Gazete haberi olarak
gündeme düşmüş bir olay da serinin ilk kitabına ışık oldu.
Lale
Bollukcu: Kelimeleriniz nerede, ne zaman kaleminizin kâğıtta raks etmesini
sağlıyor?
Lale
Bollukcu: İnsanların çoğu ‘Hayatımı yazsam roman olur’ diye söyler. Sizce
herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?
Bence yazmak için en önemli şey istek. Eğer yazar olmaya istekliyseniz çalışarak açığı kapatabilirsiniz. Ama yeteneğiniz olmasına ragmen, hayatınızın sonraki dönemine yazarlığı ertelerseniz, o iş öyle kalır.
Bu arada romanötesi hayatlar da var. Keşke bazıları yazsa, bazıları da
hiç yazmasa!
Lale Bollukcu: Yazdığınız kitaplar arasında aklınızda yer eden replik ya da pasaj var mı?
"Küçük bir çocukken bana kitapların arasında olmanın; binlerce
insanla konuşmak gibi rahatlatıcı olduğunu söylerdi. Çünkü onlar hiç taraf
tutmadan, kin gütmeden her derdine cevap verecek kadar yakınındadırlar,
sevdiğini ya da sevmediğini çekinmeden söyler." Derdi diye yazmışım bir
kitabımda. Ben bile yazdığımı unuttum. Ancak okuyucular unutmamış. Bir
yorumunda internette yayınlamış. Pek çok hoşuma gitmişti.
Lale Bollukcu: Benim bir de yemek kültür bloğum var. Yemek yapmak ve yemek yemek ile aranız nasıl? Farklı yörelere, kültürlere, ülkelere ait yemekleri sever misiniz?
Boğa burcuyum. Yemek yapmayı, yemek yemeyi ve yemek yapanı severim J Afiyetle de yerim. Elimin lezzetli olduğunu söyleyemem ama içine sevgi kattığım her şey efsane olur. Ben demem, yiyenler der.
Öncelikle çocuk kitaplarımın çizgi film olması üzerinde çalışıyoruz. Geleceğin youtube üzerinde olduğu artık su götürmez bir gerçek. Youtube için çocuk filmleri senaryoları yazıyorum. Bu aralar sevgili Elçin Barlas’tan senaryo eğitimi alıyorum. Yakın gelecekte televizyonun içinde olma planım var. Bunun dışında 2021 yılında çocuk kitaplarıma dur deyip roman ve kişisel gelişim üzerinde yazmaya devam edeceğim. Tabii bir de TV8 için dizi senaryoları yazacağım.
Yazmak, tam zamanlı ve ciddiyetle yapılması gereken bir iştir.
Her gün aynı saatte az da olsa yazın.
Yazdıklarınızı edebiyat dünyası dışında olan kimseye okutmayın. Fikir
istemeyin. Sizin gibi hissetmeyenler size anlayamazlar.
Yaratıcı yazarlık atölyelerindense yazar koçları ile çalışmanızı
öneririm. Tabii benden daha iyi yazar koçu varsa onunla iletişime geçin ancak
herkesi araştırın. Geçmişini ve geleceğini öğrenin.
En iyinin ben olduğuma karar verirseniz de benimle @sinerenkitaplari
hesabından iletişime geçebilirsiniz.
Lale Bollukcu: Röportajı yapan siz olsaydınız, sorulmamış hangi soruyu kendinize sorardınız? Sorduğunuz soruya cevabınız ne olurdu?
Yayınevinizden
çıkacak yeni kitaplarınızın ilk müjdesini buradan vermek ister misiniz?
Elbette, bildiğiniz
gibi Ephesus Yayınlarının yazarıyım. 2020 yılında Futbol Dehasını 3 seri olarak
çıkardık. 2021 Ocak ayında da Mustafa Mıstık adlı 7 serilik kitabımız çıkıyor.
Sonrasında Fenoman Oldum Abisi, Tonguç’un Tohum Bankası, Derya Kuzusu Bunlar ve
Dino DNA çıkacak. Çocukların bayılarak okuyacağı muhteşem seriler geliyor. Bu
konuda ben de çok heyecanlıyım. Kitap fuarlarının yeniden açılması ve
çocuklarla yeniden buluşmak için sabırsızlanıyorum.
Yazarlığa dair merak
ettiğiniz tüm sorular için bana au.sineren@gmail.com
adresinden ulaşabilirsiniz.
Sevgilerimle, Sin.
Lale Bollukcu: Röportaj teklifimi kabul edip içtenlikle
cevapladığınız için teşekkür ederim. Masmavi sevgilerimle...