27 Haziran 2018 Çarşamba

Çıkış noktam daima kadın… Demet Altınyeleklioğlu

Çıkış noktam daima kadın… Demet Altınyeleklioğlu




Kadınların, tarihten örneklerle motive olması, başkaldırması, haklarına sahip çıkması için romanlar yazan değerli yazarımız Demet Altınyeleklioğlu ile Bodrum gibi masmavi umut dolu bir röportaj yaptık.


İlk romanınız ile beraber popüler edebiyatta ve TV dizilerinde “Osmanlı Sultanları” akımının başlamasını sağladınız. Osmanlı Sultanlarını araştırıp yazmak nasıl aklınıza geldi? Size geri dönüşler neler oldu?

Öncelikle yeniden merhaba… Bir önceki röportajdan bu yana umarım iyisinizdir.
Benim yaptığım popüler edebiyat değil pek. Zaman içinde klasikleşen eserler veriyorum. Evet, mütevazılığa gerek yok. Benim romanlarım eser.
Osmanlı sultanları bir başkasının yönlendirmesiyle oluştu. Bildiğiniz gibi, yazarlık benim ikinci kariyerim. 50 yaşından sonra başladım yazarlığa. İlk kariyerimle gurur duyuyorum. Türkiye’nin en güzel döneminde televizyonculuk yaptım. Bundan daha büyük mesleki tatmin olabilir mi? Her istediğim fikri, hem görsel, hem sözel olarak kitlelere ulaştırabildim. Haliyle müthiş bir olgunluk veriyor bu insana. Dolayısıyla, yayımcılık hayatına başladığımda bu konuda tecrübesizdim. Şimdiki aklım olsaydı farklı olurdu belki. Ama şu bir gerçek ki ilkelerimden yine de ödün vermezdim.


Tarihi kurgu yazarı olarak romanlarınızı yazarken konu seçimini nasıl yapıyorsunuz?
Çıkış noktam daima kadın. Cem Sultan’ı bile etrafındaki kadınlardan yola çıkarak yazdım. Benim aradığım, devrimci kadın, mücadeleci kadın, hayata karşı tek başına durmuş kadın. Kadınların, tarihten örneklerle motive olmasını, başkaldırmasını, haklarına sahip çıkmasını istiyorum. Bu arzuyla öleceğim herhalde.


En son yayınlanan romanınız “Frenk Cariye NAKŞİDİL Güneşin Kızı’nın yazım süreci ne kadar sürdü? O döneme ait verileri bulmak zor olmadı mı?
Nakşidil, Osmanlı Sarayı’ndaki tek devrimci kadın. Evet, bunu iddia ediyorum. Devrimi solumuş, eşitlik sancılarını yaşamış bir kadın. Çıkış noktam buydu. Günümüzde Nakşidillere çok ihtiyacımız var.
Verileri bulmak çok sancılı bir süreç tabii... Ama çalışma odamda olmak kadar büyük mutluluk yok benim için.




Şu ana kadar en iyi romanınızı yazıp yazmadığınızı sorsam?
Ben Alkışlarla Lamia’yı, Gülüm’ü, Ah Bre Sevda Ah Bre Vatan’ı yazmış bir yazarım. Okuyucularım karar versin.


Bu şahane romanları yazarken çok okuyup araştırdığınızı biliyoruz peki çok okunduğunuzu düşünüyor musunuz?
Avrupa’da Türkiye’den daha çok okunduğumu biliyorum. Türkiye’de de kemikleşmiş bir okuyucu kitlem var bunu biliyorum. Ben popülizm yapmıyorum, bunu biliyorum. Ne celebrityim, ne siyasiyim, ne köşe yazarıyım, ne kişisel gelişim safsataları yazıyorum, ne de instagram fenomeniyim... Kabul gören değerler bunlar. Bu halinle, hayattan daha ne isteyebilirim ki. Ha, aşkı, meşki boş da yazmıyorum bu arada. Ucuzculuk bana göre değil. Dolayısıyla azıcık aşım, dik başım.


Yazdığınız kitaplar arasında aklınızda yer eden replik ya da pasaj var mı?
Şu anda yazdığım romanımdan: “Ancak haykırınca duyuyor beni hayat.”


Bu kadar az kitap okunan bir ülkede yazmaya çalışmak doğru mu?
Değil, Bodrum’da restoran açmayı düşünüyorum.


2007 yılından bu yana 40 civarında kitap çevirisi yaptınız. Günlerce uğraşıp çeviri yaptığınız eserlerden yayınlanmayanı oldu mu?
Beni ilgilendirmiyor. Yayınevinin tercihi. O yüzden çeviride asla telifle çalışmıyorum. Sayfa başı ücret en temizi… Türkiye’de neyin ne olacağı bugünden yarına belli değil. Ayrıca, ben çeviriyle geliştiğime inanıyorum. İyi geliyor çeviri bana. Dünyadan kopuyor, yazarın dünyasına giriyorum. Besleniyorum çeviriyle.





Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz?
Türkiye’nin geleceğini görebilen her insan gibi, benim de bir takım radikal projelerim var tabii. Ne yazık ki öyle... Şimdilik bu projeleri hayata geçirmeye çalışma aşamasındayım. Bu konuda ailemden yardım ve fikir alıyorum şu anda. Çünkü benim için ailem, her şeyden önemlidir. Tüm çabalarım, sadece ailem için.



Röportajı yapan siz olsaydınız, sorulmamış hangi soruyu kendinize sorardınız?
Sevgili Lale, muhteşem oldu. Her şey için çok teşekkürler. Öpüyorum yanaklarından.


         Lale Bollukcu